Ki?i son yolculu?una u?urlandıktan sonra hatırlanırken büyük parantezler açılıp içi olumlu ve aktif ifadelerle dolduruluyorsa markala?mı?tır demektir. Büyük insanlar markala?mı? insanlardır. Yüz yıllar dahi geçti?i halde anılıyorsa, tarihe kazınmı? demektir. Yok, e?er her hatırlandı?ında olmayan vasıfları üstü çizik bir halde geri dönü?üm kutusuna atılıyorsa, hatta hiç hatırlanmıyor ve hatırlanmak istenmiyorsa, markala?mak bir yana zannedersen bu dünyasından da ötekinden de nasipsizdir o ki?i.
?????
????? Toplumun, ?ehrin, iklimin, ekonomik durumun, kültürün, dilin, annenin, babanın ve inancın etkileriyle ?ekillenir insan. Ama insanın onu her ?eyden ayıran bir özelli?i de vardır ki, onu e?refi mahlûkat yapar. Bu sır da yine ki?inin içinde saklıdır. İçinde ki bu saklı hazineyi ke?fedip i?leyebilen ki?i hayata bir ?eyler katar, de?i?ik imzalar atar. Farklılık ortaya koyar ve marka olur.
?
Peki marka nasıl olu?ur;
?
Edeple; ?Edep bir tâç imi? Nûr-ı Hudâ dan / Giy ol tâcı emin ol her belâdan
?? ?Edebtir ki?inin daim libası / Edebsiz insan üryana benzer ? der Mevlana. Edepsiz olan her vasıf insanı tam örtmez. Edep öyle bir libastır ki görebilen ayrılmaz ete?inden.
İkramla; İkram verebilmektir elindekileri, gönlündekileri. Ki?i zannetmesin ki verince eksilir, aksine madden de manen de ço?alır gerçekte. Bir selam ve ho? bir tebessümde olsa ver ki mutlu olasın. Gülü gül eden sundu?u güzelliktir verdi?i kokudur. ?stün mü olmak istersin yine ver o zaman. ?Veren el alan elden üstündür.? H.?.
Bilgiyle; Bilgi nerde lazımdır bilir misiniz? Zor zamanda. Sorgu meleklerinin ilk sorusu dahi bilgi gerektirmez mi?. Rabbin kim nebin kim? Toplumların yükseli?i ta?ıdıkları, i?ledikleri bilgi kadardır. Ki?i de bilgiden ayakkabılar giyebilirse a?ar ancak sıcak çölleri, karlı da?ları. Bilgi bir silahtır da aynı zamanda, kimin elinde ise güçte ondadır.
Hüsnü-zanla; İnsanlar yoksulda olsa, zengin de olsa, Küçükte olsa, büyükte olsa. Her ne konumda olursa olsun en sevdikleri ?ey maalesef sui-zan dır. Bu ki?ili?e i?lenen en büyük hastalıklardan biridir. O kâmil ki?idir ki i?te bu bozuk meziyet girdabından kendini sıyırarak olaylara hüsnü-zan la bakabilendir.
Tevazuyla; E?er kibirli olunacak olsaydı en çok Resulullah kibirli olurdu çünkü bütün yaratılmı?ların en üstünüdür o. Ama bakın hayatına onun, kibirden eser var mı hayatında? Bir cemaatte otururken illa ba?kö?eye oturmaz, hatta bazen de cemaate su da?ıtırdı o. Tevazu insanı küçültmez aksine asıl büyüktür mütevazı olan.
Vakarla; Vakar, tevazuyla karde?tir. Yalnız ne o ne de di?eri tam olabilirler.
Merhametle; ? Merhamet etmeyene merhamet olunmaz? der peygamber (s.a.v.). ??Bir bayram sabahı sokaklarda gezerken çocukların içinde sessizce oturan garip bir çocu?u gördü ve ona neden böyle mahzun oldu?unu sordu. ?ocuk babasının sava?ta ?ehit oldu?unu, bu yüzden bu bayram da herkesin babasının oldu?unu kendisinin olmadı?ını söyleyince duygulanan Resulullah; ister misin? Fatıma senin Annen, Peygamber de deden, Hasan Hüseyin karde?lerin olsun deyince, çocuk sevindi.? Mutlu etti çocu?u merhametli büyük Peygamber.
?
????? İnsanlar yapıp ettiklerinin esiridir ve eseridir. E?er umurunda de?ilse insanlar, yüre?in sızlamıyor hatta a?lamıyorsan da bazen, hesap gününden de çekinmiyorsan yolun açık olsun denir ancak. Ama imzan olsun istiyorsan, saygı görmek istiyorsan. Terazilerde a?ır olmak istiyorsan, hatırlanmak ve de marka olmak istiyorsan Rabbini bil, kendini bil?
Allaha emanet olun.
|