Kimi zaman aklımızdan öyle ?eyler geçer ki biz dahi kendinize inanamayız. Ama sonra bir iç çekerek, amaaaan bana ne ya der ve çıkarız o halimizden. Toplum olarak aldı?ımız e?itim tarzı genel olarak zaten ?bana ne? ve ?bo? ver? temalarına dayanmaktadır.
?
????? Kazandı?ımız ?eylerin ço?u genelde rastlantıdır. Bu da demek oluyor ki hayatımız bir rastlantıdan ibaret olmu?tur artık. Oysa bir takıntı için o kadar kararlıyızdır ki, faydasızdır ya, emekler, kaygılar hatta kavgalar bile olur bu lüzumsuz konular için. Bu durum çocukken den ba?lar maalesef. ??retmenin bazı çocukların dikkatini çekme u?ra?ları genelde çok yorucu hale dönü?ebiliyor. ?ünkü akıl genelde çok ba?ka yerlerdedir.
?
????? İ?te meselenin özü burada ba?lıyor. Toplum olarak gerçekten önemli sayılabilecek konuları seçemiyoruz, seçsek te önemseyemiyoruz. Hedef belirleyemiyor, sonucu sorgulayamıyoruz.
?
????? ?u an ba?arıyı kollayan ?irketlerin i?leyen bir sistemleri vardır. Bunlar;
Ar - ge (Ara?tırma geli?tirme) ile ba?lar ve üretim istatistikleri ile devam eder. Yani hedef olu?turma ve sonuç sorgulama.
?
????? Peki, neden biz bunu e?itimimizde de ba?aramıyoruz. E?itim diyorum çünkü hayatımızın merkezindedir e?itim. Do?umdan mezara kadar. Doktor da e?itimle doktor olmu?tur fırıncıda, i?adamı da, avukat da, in?aat ustası da vali de, hatta annelik ve babalık ta e?itimledir. Yani birilerinin ö?retmesi iledir. Bu kadar önemli ise bu konu neden bunu tam anlamıyla gerekti?i gibi yapmayalım ki. ?imdi diyeceksiniz gerekti?i gibi nasıl? ?öyle ki. İhtiyacımızı do?ru belirleyip uygun stratejilerle hedefe ula?mada kararlı olmak. Aksi halde insanlı?ın akıllılarının uyarılarına kulak kapatmı?ız demektir.
?
*Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin, kar?ındakinin anlayabilece?i kadardır. Mevlana
*Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam ba?kalarının da aklını kullanır. (B. Shaw)
*Daha iyi olmaya çalı?mayan iyi olarak ta kalamaz. (oliver cromwell)
*Ya?adı?ımız her an kendi hakkını ister. (goethe)
*Zamanın de?erini yapacak i?i olan bilir (atasözü)
*Zamanında bir adım atmayan tembel, sonradan yüz adım atmak zorunda kalır. Giovio
??
????? Bilinç olmadan yaptı?ımız hiçbir ?ey bizi tam hedefe ula?tırmaz. Bu konu inanç elbisesi için de geçerlidir. Bir elbise giyiyoruz inanç adında, elbise için ya boyumuz kısa veya uzun. Ya dar veya geni?. Giyece?imiz elbisenin üzerimize oturmaması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Sorun tabi ki elbisede de?il, sorun biçki diki?lerimiz de. ?lçülerimizi bilmiyoruz. Bu yüzden birço?umuz giydi?imiz bu elbisenin içini tam olarak dolduramamaktayız. İnancın gereklerini ço?u zaman yapmıyoruz. (örne?in çevremizdeki ço?u bayanın örtünü? biçimi gittikçe komikle?miyor mu? Ba? kapalı etek dizde veya ba? kapalı alta dar bir pantolon.) Tabi erkeklerin bu sorunu yok, ama bizim de öyle komikliklerimiz oluyor ki akıllara ziyan. Birisi anlatmı?tı; bir gün diyor saçları uzun kibar birini gördüm ilgimi çekti tam yanına yakla?acaktım ki yüzünü döndü, baktım ki erkek. E tabi gözler genelde o kadar ?artlanmı? ki kar?ı cinse, akıl da kafadan ba?ka yerlerde oluyor haliyle.
?
İlim bilince taç, cahilli?e dü?mandır. Cahillikte yok olu?tur.
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.?????? (Yunus emre)
Saygılarımla?
???
|