Abdullatif Şener Sedat Peker’in nasıl susturulduğunu açıkladı

SİYASET │ A^- | A⁺   10.09.2021 18.03

CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, yaptığı açıklamalarda Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) olan Sedat Peker ile ilgili dikkat çeken iddialarda bulundu.

Abdullatif Şener “Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, bugün gazetelerde bir açıklaması yer aldı: Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasında suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Sedat Peker’in, iadesi ile ilgili görüşmeler yapıldığına dair. Bu konuda bir fikriniz var mı?” sorusuna verdiği cevapta Sedat Peker ile ilgili çok ilginç bir iddiada bulundu.

İşte Şener’in o iddiaları:

“Biliyorsunuz, Sedat Peker’in ifşaları son derece önemlidir. Neden önemlidir? Sedat Peker, uzun bir süre Adalet ve Kalkınma Partisi ile hatta sayın Erdoğan ile yakın olmuştur. Ve AK Parti lehine mitingler düzenlemiştir. Hükümet ve bu partiden önemli isimler ile ikili ilişkileri ve temasları olmuştur. Yani herkes, yurt dışına çıkana kadar Sedat Peker’in Cumhur İttifakı’nın bir parçası gibi algılıyordu. ‘Sedat Peker kimdir’ dediğinizde hükümetin yanında hareket eden bir isimdi diye bakıyordu. Şimdi yurt dışına çıktı. En son Birleşik Arap Emirlikleri’nde önce videolar yayınladı.

Bu videolardan sonra da video yayınlamasına kısıtlama geldiği için sürekli tweetler atmak suretiyle, mevcut hükümet ile bağlantılı olup ortaya çıkan çok önemli açıklamalarda bulunuyor. Bir bakıyorsunuz, dünya kokain ticaretiyle bağlantılı olarak bile Türkiye’de hükümette görev almış kişilerin parmağı var, himayesi var. Hatta doğrudan doğruya çocukları işlerin içindeler. Bunun ötesinde Peker’in iddialarına göre, İçişleri Bakanı, hakkında soruşturma kararı olan Sezgin Baran Korkmaz’a ‘tutuklanacaksın, çık turt dışına’ diyor. Ve o da yurt dışına gidiyor. Sadece o kadar değil, ’45 Milyon Dolar alacağın varmış, bu parayı da alma’ diyor. ‘Bundan da yukarıdakinin haberi var’ diyor. Yukarıdaki diye bahsettiği kişi de Cumhurbaşkanı. Çok korkunç. Bir devletin, hükümetin bununla muhatap olması demek; o hükümetin anında istifa etmesi gerektirir, demektir. Ama hiç duymamazlıktan geliyorlar. ‘Söyledikleri yanlıştır da’ demiyorlar. Yanlış olduğunu da söyleyemiyorlar. Devletin bütün istihbarat bilgileri ellerinde olduğu halde, ortaya tatmin edici bir belge koyup, bu iddiaların doğru olmadığını şu ana kadar söyleyebilmiş değiller. Ve büyük töhmet altında bir hükümet var. Bu hükümet, çok önemli açıklamalar yaptığı için, kimin malına nasıl çöküldüğü için Sedat Peker’den rahatsız. Bir hukuk devletinde bu olur mu? Olmaz. Ama yürüyor.

Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’nin karşısında yer alıyor diye de hem cumhurbaşkanı hem de bazı bakanlar çok ağır ithamlarda bulunmuşlardır Birleşik Arap Emirlikleri’ne karşı. Ama şimdi hükümet, Birleşik Arap Emirlikleri ile arasını yumuşatmaya çalışıyor. İhale, iş ilişkileri konuşuyor. Bu yumuşama nereden geliyor? Bunu sağlayan ne? Birleşik Arap Emirlikleri ve hükümet arasındaki gergin ve soğuk ilişkileri yumuşatan şey ne? Bu ister istemez insanın aklına şunu getirir; hükümet, Peker’i susturmak istiyor. Susturmanın en etkili yolu da onu, Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendisine teslimini sağlamak olabilir. Ya da ülkesinde barındırmayıp başka bir ülkeye göndermesi olabilir. Dolayısıyla Peker ifşalarından rahatsız olan hükümetin, Birleşik Arap Emirlikleri’ne karşı dış politikasında değişiklik var.

İktidar partisindeki bazı milletvekillerinin hatta zaman zaman hükümetin başı olan Erdoğan’ın ailesinin, mal varlığının kaynaklarının ne olduğu ile ilgili bilgileri ve ipuçlarını açıklıyor. Mal varlığı ile ilgili konular, son derece rahatsız ediyor. Hem Sayın Erdoğan’ı hem ilgili bakanları hem de iktidar partisinin yetkililerini. Böyle olunca, öteden beri karşı oldukları, ayrı safta olduklarını söyledikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile bağlantılı politikaları ile değişiklik arayışına giriyorlar. Bu iktidarın mal varlığı bu ülkenin milli bir sorunu haline gelmiştir. Bu, hem Amerika’daki dosyalar açısından hem Amerika bağlantılı dış politikalar açısından milli sorun haline gelmiştir. Ayrıca Ortadoğu ülkesi ile bağlantılı dış politikalar için de önemli hale gelmiştir. Çünkü hiçbir ülke, ülke yöneticilerinin sahip olduğu mal varlığı nedeniyle politika uygulayamaz. Ülkesinin menfaatlerini gözeterek politika uygular. Birleşik Arap Emirlikleri ile ABD ile Afganistan ile Suriye ile ve Mısır ile de geçerlidir. Ama burada hükümet edenlerin, bireysel zaafları, bireysel ihtirasları, bireysel sıkıntıları Türkiye’nin dış politikasını belirler hale gelmiştir. Bir ülkenin başına, bundan daha büyük bir sorun gelmez.”